Skip to main content

Otoimmün Diyeti (Aip) Yasaklı Gıdaları Geri Tanıtma Rehberi

By 03/04/2018Mayıs 7th, 2020Beslenme, Blog

Otoimmün diyeti, otoimmün hastalıklarda iltihabi yıkımı durdurabilmek için ortaya atılmış bir diyet. Haşimato, MS, romatoid artrit, çölyak, ankilozan spondilit, tip1 diyabet, vitiligo ve daha birçok otoimmün hastalığın oluşabilmesi için kişide “sızıntılı bağırsak” olması gerekiyor (Fasano, 2012) (1). Sızıntılı bağırsak varlığında, yediğimiz gıdaların sindirilmemiş parçaları ve bakteri toksinleri gibi vücuda geçmemesi gereken bazı maddeler, bağırsak bariyerini aşarak vücuda geçiyorlar  ve bağışıklık sistemi tarafından yabancı madde olarak algılanıyorlar. Bu ise vücutta devamlı olarak düşük seviyeli bir savaş varlığı anlamına geliyor.

Otoimmün diyette amaçladığımız hedef, bu kronik iltihabı durdurmaya katkıda bulunmak için bağışıklık sistemini en fazla alarma geçiren gıdaları bir süre diyetimizden çıkarmak, diğer taraftan iyileştirici ve inflamasyonu yatıştırıcı etkileri ile tanınan gıdaları diyetimize bol bol eklemek. Bunları yaparken aynı zamanda bozulan bağırsak bariyerinin iyileşmesine de fırsat vermiş oluyoruz. Bu yüzden de bir süre sonra, diyetimizden çıkardığımız gıdaları yavaş yavaş diyetimize geri ekleyebiliyoruz.

Diyetin nasıl uygulandığını, hangi gıdaları çıkardığımızı ve hangilerine önem vermemiz gerektiğini daha önce detaylı olarak anlattım. Menülerimizin nasıl olması gerektiğiyle ilgili fikir vermesi açısından kendi diyetim sırasında neler yediğimi de bu linkte paylaştım. Ayrıca diyetin birçok insanda neden iyi sonuçlar verebildiğiyle ilgili başka bir yazımı da bu linkte bulabilirsiniz.

Bu yazıda ise sıkı diyet döneminden çıkarken gıdaları hangi sıralamayla sokmamız gerektiğinden bahsedeceğim. Bu gıda listesini otoimmün diyeti dendiğinde ilk akla gelen isim olan Sarah Ballantyne’ın konuyla ilgili yazılarından aldım. Farklı doktorların farklı görüşleri de olabilir.

Önce tanıtım öncesi sormamız gereken birkaç soruya değinelim…

Geri Tanıtıma Hazır Mıyım?

Diyete başladıktan sonra yavaş yavaş şikayetlerimizin azalmasını, kan değerlerimizde iyileşme olmasını, kullandığımız ilaçlara daha az ihtiyaç duymayı bekliyoruz. Sarah Ballantyne geri tanıtımdan önce diyetin en az bir, ideal olarak da üç – dört ay sürdürülmesi gerektiğini söylüyor. Bu sürenin sonunda bağırsağınızın iyileştiğine ve bağışıklık sisteminizin vücudunuza saldırmadığına dair gözle görülür değişiklikler olmasını bekliyoruz. Kendinizi daha iyi hissetmeniz, önceki şikayetlerinizin azalması en büyük ölçüler. Bunların dışında anti romatizmal ilaçlara, NSAID’lere, steroidlere ihtiyaç duymamak da diyetin olumlu gittiğinin diğer göstergeleri olabilir. Ancak bazı hastalıklarda ilaçlarınızı bırakmak mümkün olmayabilir. Örneğin Haşimato’nuz varsa tiroit ilacınızın dozunu azaltmak gerekebilir ancak tamamen bırakamayabilirsiniz. Bu gibi ilaç ayarlamalarında mutlaka doktorunuza danışın.

Bunların dışında diyet süresince uykunuza, stresi minimuma indirmeye, egzersiz yapmaya ve her gün dışarıda vakit geçirmeye özen göstermeniz de diyet kadar önemli. Bağırsağın iyileşmesi ve vücuttaki diğer birçok işlevin düzgün ilerlemesi için sirkadyen ritimlerimizle uyum içerisinde uyku saatleri, kendi vücudumuzun izin verdiği sıklıkla hareket etmek, akşam yemeğimizi mümkün olduğunca erken yiyip sabaha kadar en az 12 saat aç kalmak ve stresli durumların farkına vararak vücuttaki etkisinin uzamamasını sağlamak gibi çok önemli başka faktörlerin de varlığını unutmamak gerek. Tanıtımlar sırasında da bunlara uymaya özen gösterirsek, karşılaşabileceğimiz belirtilerin tanıttığımız gıdadan mı yoksa hayatımızdaki stres, uykusuzluk vb. başka etkenlerden mi kaynaklandığını karıştırmamış oluruz.

Geri Tanıtımında Beklenebilecek Belirtiler Neler?

Yeni gıdaları eklemeye başladığınızda vücudunuzun bu gıdaya ne gibi bir tepki verdiğini gözlemlemeniz gerekiyor. Aşağıdaki belirtilerden bir veya birkaçını görürseniz bu gıda size dokunuyor olabilir.

  • Kendi otoimmün hastalık belirtilerinizin geri gelmesi
  • Sindirim sistemi bulguları: Karın ağrısı, kalp yanması, mide bulantısı, kabızlık, ishal, bağırsak hareketlerinin sıklığında değişiklik, gaz, şişkinlik, dışkıda tam olarak parçalanamamış besin artıkları görülmesi
  • Enerjinizin azalması, yorgunluk, öğleden sonra azalan enerji, veya enerjinizin gece bir anda artarak uyumanızı zorlaştırması
  • Şekerli, yağlı yiyecekler veya kafein tüketme isteği
  • Pika: Yiyecek olmayan kil, tebeşir, kum gibi maddeleri (mineral içeriklerinden dolayı) yeme isteği
  • Uykuya dalmada veya uykuda kalmada sorun yaşamak veya sabah dinlenmiş kalkamamak
  • Baş ağrısı (hafif veya migren düzeyinde)
  • Baş dönmesi veya sersemlik
  • Mukus salgısında artış, balgam, burun veya geniz akıntısı
  • Öksürme veya boğazınızı temizleme isteği
  • Gözlerde ya da ağızda kaşıntı
  • Hapşırma
  • Kaslarda, eklemlerde ağrı
  • Ciltte kızarıklık, kuruluk, akne, saçlarda kuruluk
  • Duygu durumunda dalgalanmalar, depresyon
  • Kaygılı hissetmek, stresle başa çıkmada sorun

Geri tanıtımı nasıl yapıyoruz?

Burada bahsedilen belirtiler, IgE kaynaklı ani allerjik reaksiyonlarda görülen kızarma, nefes tıkanması gibi hemen ortaya çıkan belirtiler değillerdir. Ortaya çıkmaları birkaç gün sürebilir. Bu yüzden bir iki gün arayla yeni gıdaları eklersek ve 3. günde örneğin geniz akıntısı sorunuyla karşılaşırsak, bunun suçlusunun hangi gıda olduğunu anlayamayabiliriz. Bu yüzden her yeni gıdayı tanıttığımızda ideal olarak 5-7 gün belirti olup olmayacağını gözlemlememiz  gerek. Eğer gıdaları sorun yaşamadan rahatlıkla tanıtabiliyorsanız, ve çok tepki beklemediğiniz nispeten masum bir gıdayı tanıttıysanız bekleme süresini 3 güne kadar indirebilirsiniz. Geri tanıtım pek kolay olmuyorsa, vücudunuz tepkiler veriyorsa her bir gıda için 7 gün beklemekte fayda var.

Gıdaları ekleme yöntemi ise şöyle:

  • Deneyeceğiniz bir yiyecek seçin.
  • İlk denemenizde yarım çay kaşığı veya daha az alın. 15 dakika bekleyerek kendinizde her hangi bir değişiklik hissedip hissetmediğinizi kontrol edin. Bir sorun fark ederseniz bu yiyecekten tekrar yemeyin.
  • Herhangi bir sorun oluşmazsa bu defa bir çay kaşığı kadar alın ve yine 15 dk bekleyin.
  • 15 dk sonra biraz daha büyük bir lokma alarak tekrar gözlemleyin. Bu defa 2-3 saat bekleyin.
  • 2-3 saat sonra normal bir porsiyon büyüklüğünde son bir kez daha yiyin.
  • 5-7 gün kadar tekrar bu yiyeceği yemeyi denemeyin.
  • Bu dönemde yeni bir yiyeceği test etmeyin.
  • Deneme gününüzde veya sonrasında hiç bir sorunla karşılaşmazsanız bu yiyeceği rahatlıkla tekrar diyetinize ekleyebilirsiniz.

Eğer baharat gibi küçük miktarlarda yenen bir yiyeceği tanıtıyorsanız, bu miktarları tabi ki azaltın!

Ve gelelim can alıcı kısıma….

Gıdaları hangi sırayla tanıtmalı?

Yeni yiyecekleri denerken en az tepki oluşturma ihtimali olanlarla en besleyici olanlara ilk sırayı veriyoruz. Daha sonra biraz daha riskli olanları ve daha az besleyici olanları deniyoruz. Üçüncü sırada daha da fazla riskli olanlar geliyor. Son sırada ise büyük ihtimalle sorun oluşturacak gıdalar yer alıyor. Önce bir gruptakilerin hepsini deneyip sonraki gruba öyle geçiyoruz. Aralarından sevmediğiniz ya da size dokunduğunu bildiğiniz için yemek istemedikleriniz varsa bunları tabi ki denemek zorunda değilsiniz. İlk gruptaki gıdalar arasında sorun oluşturanlar varsa bile, bu, diğer gruba geçemezsiniz anlamına gelmiyor. Ancak ilk gruptakilerin çoğuna tepki varsa ikinci gruba geçme işini birkaç ay ertelemek ve denemeye yeniden birinci gruptan başlamak daha mantıklı olabilir. Sarah Ballantye’a göre bu aşamada yine çok fazla sorunlu gıda varsa birkaç ay daha bekleyip bu defa ikinci gruptan tanıtıma devam etmek mümkün olabilir.

Aynı aileden gelen bazı gıdalar sıralamada farklı gruplarda yer alıyorlar. Bunlardan önceki gruptakine tepki varsa, sonraki gruptaki de denenmemeli. Örneğin sade yağ yediğinizde sorun oluşturuyorsa, tereyağı da denemeniz mantıklı olmaz.

Dördüncü gruptaki gıdalardan bazıları Paleo ya da Weston A. Price diyetlerinde izin verilen yiyecekler olsalar da geri tanıtım döneminde otoimmün hastalığınızı tam olarak kontrol altında tutmakta zorlanıyorsanız, bu gıdaları hiç denememek daha güvenli bir seçim olabilir.

Sarah Ballantyne’ın, bilimsel çalışmalara göre çeşitli gıdaların bağırsak bariyeri ve immün sistemle ilişkisinden yola çıkarak hazırladığı, gıdaların geri tanıtım sırası şu şekilde:

Geri tanıtım sırasında hangi gıdayı ne zaman tanıttığınızı, varsa vücudun verdiği tepkileri basitçe yazacağınız bir günlük tutmak da faydalı olabilir.

Herkese bol çeşitli bir diyet dileklerimle…

Kaynaklar:

  1. Fasano, Alessio. “Zonulin, Regulation of Tight Junctions, and Autoimmune Diseases.”Annals of the New York Academy of Sciences1258.1 (2012): 25-33. Wiley Online Library. Web. 14 Feb. 2017.
  2. https://www.thepaleomom.com/reintroduction-quick-start-guide-new-free-download/
  3. https://www.thepaleomom.com/wp-content/uploads/2015/02/Reintroducing-Foods.pdf
  4. https://www.thepaleomom.com/spices-on-autoimmune-protocol/ 
[social_buttons facebook=”true” twitter=”true” pinterest=”true”]

4 Yorum

  • EROL KURT dedi ki:

    Vücuda reset arttırma otoimmun diyeti beslenme ile yiyecekleri yeniden tanıştırma olayına birşeyler eklemek istiyorum. Bunu bebek gibi en baştan sadece süt içip sonra yavaş yavaş yiyeceklere başlasak, yeniden doğup büyür gibi nasıl olur acaba… Ben bunu denemek istiyorum.

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Bunu insan sütüyle denemeniz gerekir. İnek sütü çoğumuzun yetişkinlikte sindiremediği bir gıda. Hatta insan sütüyle deneseniz bile sütle birlikte başka birindden bağışıklık sistemi elemanları ve hormonlar aldığınızı da unutmayın. Benim bilgim yok ama önce araştırın derim.

  • EROL KURT dedi ki:

    Çok teşekkür ediyorum çok güzel açıklama olmuş.

  • Selcen Doğan dedi ki:

    Tuğba hanımcım merhaba. Yaklaşık 10 yıldır ülseratif kolit hastasıyım, Denize düşen yılana sarılır misali pek çok diyet ve tadavi olasılığı denedim. Homeopati ilaçları ile tedavi uygulayan bir doktor, (işe yaramadı) bitkilerden kapsüller yapan ve rektal ozon uygulamaları yapan bir tıp merkezi, (işe yaramadı) gaps diyeti, (tam uygulayamadım ve uzun sürüyor olması ürküttü) eliminasyon diyeti, (yapabilmiştim ama sonra yine bozdum) Şu an bir diyetisyen eşliğinde uygulamaya çalıştığım 2 öğün beslenme ve FODMAP diyeti bir arada, gibi pek çok uygulama deneyimim oldu. FODMAP de de bazı sıkıntılar hissettim. Muz serbest ama elma yasak, kavun serbest ama karpuz yasak, çilek serbest ama kiraz yasak, sülfür içeren sebzeler yasak, laktozsuk süt ve yoğurt serbest, sert eski kaşar gibi peynirler ile keçi peyniri serbest, glutensiz un ve karabuğday unu serbest. Bir kafa karışıklığı var. Ayrıca, yaklaşık 6 haftadır rahatsızlıklarımda tam bir rahatlama olmadı. Bu da diyete karşı güvenimi sarstı ve diyetimi bozdum. Madem işe yaramıyor niye bu kadar uğraşıyorum ki psikolojisine girdim. Malum diyetlerde irade ve adanmışlık da son derece önemli. Bir şeyler yine yanlış gidiyor, benim rahatsızlığım rektal spazmlar, mukus ve kabızlık ile seyrediyor, ishal yok ama düzenli salofalk granül ve fitil kullanarak.

    Anlıyorum ki; AIP diyetini uygulamalıyım. Sitenizi bulduğum için çok sevindim ve bütün makalelerinizi bir çırpıda okudum. Bu kadar halkı bilinçlendiren yazılar yazdığınız için de çok teşekkür ediyorum. Ben pazartesi itibarı ile başlamayı düşünüyorum. Size sorum yeniden tanıtma sürecindeki sıralama listesinde 4 gurupta toplam 27 başlık var ama her bir başlığın altında da farklı farklı gıdalar var. 27 hafta bile desek 7 ay yapıyor , öyle değil mi?

    Bir de sibo, kandida testi, kan tahlilleri, şikayetlerin yorumlanması gibi konularda desteğe ihtiyaç duyacağımı sanıyorum. Diyet konusunda destek verebilecek bir uzman ismi rica etsem veya siz verebiliyor musunuz?

Leave a Reply to Tuğba Duymaz Cancel Reply

error: İçerik izinsiz kullanılamaz!