Bulunduğum noktayı daha iyi anlatabilmek için biraz eğitim ve iş hayatımdan bahsedeyim. Ortaokul ve liseyi Beyoğlu Anadolu Lisesi’nde okudum. Daha sonra Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazandım. 2006 yılında mezun olduktan sonra kendi muayenehanemde çalışmaya başladım. Beş yıllık bir diş hekimiyken yaptığımız işlerin otomatikleşmiş bir şekilde ilerlemesi beni rahatsız ediyor ve entelektüel olarak tatmin etmiyordu. Genel olarak ağız hastalıklarının birçok hastalığın seyrini kötüleştirdiğini bilmekle birlikte yaptığım uygulamaların gerçek değerinin farkında değildim. Şu anda biyolojik diş hekimliğinin ilgi alanında olan birçok konudan da habersizdim. Örneğin amalgam dolgu hiç yapmasam da sökerken önlem almam gerektiğini bilmiyordum. Flor uygulamasıyla ilgili okulda öğretilenleri sorgulama gereği duymamıştım. Şu anda uyguladığım birçok başka biyolojik diş hekimliği yaklaşımıyla çok daha sonra tanıştım.
Bilimin ilgi alanındaki hemen hemen her konu beni her zaman cezbetmiştir. Uzun zamandır ilgi duyduğum konulardan biri de beyin ve nasıl çalıştığıydı. Bu dönemde Boğaziçi Üniversitesi’ndeki “Bilişsel Bilim” programına rastlamıştım. Diş hekimi olarak buraya başvuramayacağım için üniversite sınavına girerek en azından konuyla ilgili dersler alabileceğim bir bölüme girmeyi düşündüm, yeni bir arayışa girdiğim bu dönemde… Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları bölümünü kazandım. Burada çok yönlü bir eğitim desteklendiği için “Psikoloji”, “Nörobilim”, “Beyin ve Dil” gibi ilgi duyduğum dersleri alabildim. Bu dönemde önce muayenehanemi yarı zamanlı idare etmeye çalıştım, daha sonra da işe bir süre ara verdim.
2013’te kızımın doğumuyla Boğaziçi’ndeki 3 yılımdan sonra okulu bıraktım (kim bilir belki bir gün:)…) Kızımın artık yiyecekleri tatmaya başlayacağı dönemde nasıl bir yol çizmem gerektiğini araştırırken, uzun yıllardır benimle olan ama daha önce sorgulamadığım Haşimato hastalığımın beslenme ile iyileşebileceği bilgisine rastladım! Üstelik yine birkaç senedir ellerimde bulunan vitiligomun da aslında Haşimato ile ilgisi olabileceğini ve 3. bir otoimmün hastalığın ortaya çıkmasının da muhtemel olduğunu öğrendim! Önce glutensiz beslenme, sonra intolerans testi, farklı diyet denemeleri, takviyeler… Derken işin sadece bazı gıdaları çıkarmakla ilgili olmadığını anladım. Vücuttaki gizli enfeksiyonlar, toksik ağır metal yükü, uyku, stres, gün ışığı, nefes… Üzerinde çalışılacak birçok konu vardı.
Bu arada işe yeniden başlamıştım ama henüz hala biyolojik diş hekimliğiyle tam olarak tanışmamıştım.
Sonra hayatımızda, eşimin işi dolayısıyla, Bulgaristan’da Filibe’de yaşadığımız kısa ama kendimi buldum diyebileceğim bir dönem oldu. İlk defa bu siteyi orada yazmaya başladım. Bu sırada Türkiye’de fonksiyonel tıp henüz çok az biliniyordu ve Türkçe kaynaklar çok kısıtlı veya yüzeyseldi. Yazılarım sayesinde benzer ilgilere sahip bir sürü yeni insanla tanıştım.
Biyolojik diş hekimliğini daha iyi tanımam ve geri döndüğümde yapacağım değişikliklerin ilk adımlarını atmam da yine bu dönemde oldu. Amalgam dolgular, toksisite, seramik implantlar, oral mikrobiyom, kanal tedavili dişler, ağız hastalıklarının bedensel sebepleri gibi birçok konuda araştırmalar yapmaya başladım.
Okuduklarım ve uyguladıklarım sayesinde önce kendi sağlığımda birçok iyi sonuç aldım. Klasik tıp anlayışına göre iyileşmemesi gereken vitiligo lezyonlarımda büyük iyileşme kaydettim. İhtiyaç duyduğum tiroit ilacı miktarını ve tiroit antikorlarımı azaltmayı başardım. Enerjim ve motivasyonum yükseldi. Hayat kalitemi düşüren rozasea, şişkinlik, sinüzit, depresyon, baş ağrıları, halsizlik, sinirlilik gibi bir çok rahatsızlıktan kurtuldum.
2018 başında Türkiye’ye döndükten sonra çalışma şeklimi de değiştirerek tamamen biyolojik diş hekimliği uygulamalarını benimsedim. Türkiye’de SMART protokolüne %100 uyumlu amalgam sökümü yapan ilk hekim oldum. Filibe’de olduğum dönemde takip edip bir an evvel denemek istediğim seramik implantların Türkiye’deki ilk uygulayıcılarından oldum. Biyolojik diş hekimliğinin farklı uygulamalarını daha iyi öğrenebilmek için uluslararası kongre ve kurslara katılmaya başladım. Hastalarıma verdiğim tavsiyelerde, ağız hijyeninin çok daha ötesine geçmeye ve vücudun bir bütün olduğunun altını defalarca çizmeye çalışıyorum artık. Şunu da söylemeliyim ki genelde benzer konulara ilgi duyduğumuz için hastalarımla harika bir uyum yakalıyoruz ve onlara daha faydalı olabildiğimi hissettiğim için mesleğime çok farklı bakıyorum artık. Ayrıca ben de onlardan çok şey öğreniyorum!
Muayenehanemde ister istemez elleriyle çalışan bir “uygulayıcı” olsam da asıl amacım ağız ve beden sağlığının birbiriyle iç içe olduğunun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunabilmek. Bunun için yeri geldiğinde ağız sağlığının vücutta yol açabileceği olumsuzluklardan bahsedeceğim, yeri geldiğinde fırça ve macuna sığınmanın neden yeterli olmadığından. Ama en çok da sorunlar henüz ortaya çıkmadan neler yapabileceğimizden bahsedeceğim ki gelecek nesil ağız sağlığı sorunları konusunda bizden daha şanslı olsun…
Sorularınıza her zaman hızlı yanıtlar veremesem de bir şekilde cevaplamaya gayret ediyorum. Bunun için bana iletisim@tduymaz.com mail adresimden veya sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirsiniz. Sitede paylaştığım yazılar dışındaki kısa günlük paylaşımlarımı Instagram, Facebook ve Twitter hesaplarımdan da takip edebilirsiniz.