Skip to main content

Antibiyotik sonrası probiyotik kullanımı yanlış mı?

By 28/11/2018Mart 24th, 2019Blog

Eylül 2018 tarihli çok yeni bir çalışma yine kafalarımızı karıştırdı! Probiyotiklerin önemini anlamış birçok doktor artık antibiyotik kullanımı sırasında veya sonrasında probiyotik kullanılmasını da öneriyor. Özellikle de çocukluk döneminde kullanılan antibiyotikler ileride obezite, allerji, otoimmün hastalıklar, iltihabi bağırsak hastalıkları gibi durumların gelişmesine zemin hazırlayabiliyorlar. Bu yüzden probiyotiklerle, antibiyotiklerin yok ettiği faydalı bakteri mikrobiyomunu olabildiğince yeniden inşa etmeye çalışılıyor. Antibiyotiklere bağlı gelişen başka bir sorun da antibiyotik ishali ve probiyotikler fırsatçı patojenlerin yaratabileceği bu durumu engellemek ve düzeltmek için de kullanılıyor.

Bahsettiğim bu yeni çalışma ise antibiyotik sonrası probiyotik kullanımının, mikrobiyomu yeniden inşaa etmede faydadan çok zarar getirebileceğini göstermiş!

Cell’de yayınlanan çalışma, hem fareler hem insanlar üzerinde yapılmış. Deneklere antibiyotik verildikten sonra gruplar üçe ayrılmış: antibiyotik sonrası herhangi bir işlem yapılmayanlar, probiyotik verilenler, bireylerin kendinden işlem öncesi alınan dışkı nakline tabi tutulanlar.

Farelerde yapılan kısmı anlatmıyorum ancak sonuçların hemen hemen benzer olduğunu söyleyebilirim. Şimdi insanlar üzerinde yapılan kısma geçelim.

Nasıl yapılmış?

Normalde probiyotik kullanmayan 21 sağlıklı gönüllüye 7 gün süreyle, geniş spektrumlu (birçok türe karşı etkili) antibiyotikler olan siprofloksasin ve metronidazol grubu antibiyotikler kullandırılmış (zavallı gönüllüler diyorum!).

Katılımcılardan 7’si bu süre sonunda sadece gözlenmiş. 6’sı antibiyotik öncesi kendilerinden alınan dışkı kullanılarak dışkı nakline (aFMT – otolog fekal mikrobiyota transferi) tabi tutulmuş. 8’i ise 4 hafta boyunca günde 2 kez, 11 bakteri suşundan (alt türlerden) oluşan ticari bir probiyotik kullanmış. Merak edenler için bu suşlar: Lactobacillus acidophilus, L. casei, L. casei sbsp. paracasei, L. plantarum, L. rhamnosus, Bifidobacterium longum, B. bifidum, B. breve, B. longum sbsp. infantis, Lactococcus lactis ve Streptococcus thermophilus.

Bütün katılımcılara antibiyotik kullanımından hemen sonra ve 3 hafta sonra iki kez derin endoskopi ve kolonoskopi yapılmış. 6 ay boyunca birçok kez dışkı örnekleri ve mide ve bağırsakların farklı bölgelerinden birçok biyopsi örnekleri alınmış. Bu örnekler bakteri sayısı, çeşitliliği, bakterilerin hangi biyokimyasal süreçlere katkısı olduğu ve hangi epigenetik değişikliklerde rol oynadıkları gibi soruları araştırmada kullanılmış. Kısacası, kişi sayısı fazla olmasa da oldukça kapsamlı ve çok yönlü bir araştırma yapılmış.

Sonuçlar:

Bekleneceği gibi antibiyotik kullanımı, dışkı mikrobiyomunda yaygın bir azalmaya sebep olmuş. Mikroorganizma çeşitliliği de antibiyotikten payını almış tabi.

Antibiyotik sonrası probiyotik kullananlarda dışkıda görülen mikroorganizma sayısı diğerlerine göre daha fazla artış göstermiş. Ama bu istediğimiz sonucu vermiş mi? Maalesef hayır…

Araştırmacılar çalışma sırasında alınan dışkılardaki türleri, antibiyotik kullanımı öncesindeki türlerle kıyaslamışlar ve bu kıyaslamayı özel bir indeksle sayısal hale getirmişler. Bu indekse göre antibiyotik kullanımı sonrası durumla, başlangıç durumu arasındaki farklılık üç kattan fazlaymış. Yani antibiyotik kullanımı mikrobiyotayı oldukça değiştirmiş.

  • aFMT (kendilerinden alınan dışkı nakli) yapılanlarda antibiyotikten hemen sonraki günde başlangıç durumundan farklılık neredeyse tamamen yok olmuş.
  • Hiçbir şey yapılmayanlarda bu farklılık 21 gün sonra neredeyse yok olmuş (ama aFMT’deki kadar iyi seviyeye gelmemiş).
  • Probiyotik verilenlerde ise manzara 28 gün sonra bile başlangıç durumuna dönememiş. 180. Günde bile bu gruptaki bütün dışkılar ilk hallerinden farklıymış.

Görülen türler arasındaki farklılık yalnızca alınan probiyotiklerle de açıklanamıyormuş çünkü probiyotik çeşitleri analizden çıkarılsa bile bu fark yok olmuyormuş. Probiyotikler antibiyotikle bozulmuş bağırsağı yeniden kolonize etmeyi başarmışlar başarmasına ama ortaya çıkan tablo, antibiyotik öncesi hakim olan durumdan çok farklıymış.

Bu arada aFMT ile tamamen eski haline dönen 3 grup, kendi haline bırakılanlarda geri gelmemiş. Bu gruplar: Alistipes shahii, Roseburia intestinalis, and Coprococcus. Bunlardan Roseburia intestinalis, gözüme oldukça tanıdık geldiği için bu bilgiyi paylaşmak istedim. Antibiyotik kullanımı sonrası hemen hemen eski haline gelmeyi başaran bir grupta bile bu türün geri gelmemesi bana kalırsa oldukça önemli. Kendisi bağırsaktaki bütirat üretimini sağlayan ve bağırsağı koruyan müsin tabakasında bulunan bir bakteri. Bu yüzden bağırsak sağlığı için büyük öneme sahip (2). (Diğer türlerin de benzer görevleri olabilir, ben henüz araştırmadım.) Müsin tabakasının yok olmasının nasıl bir kısır döngüye sebep olabildiğiyle ilgili bir yazı yazmıştım daha önce. Adeta salgın haline gelen bütün kronik sorunlarda bağırsak sağlığının bozulduğu ve neredeyse her birimizin hayatının bir döneminde antibiyotik kullandığı düşünülürse, bu bakteri türünün kayboluşunun önemi daha iyi anlaşılabilir bence.

Çalışmaya dönecek olursak… Yalnızca türler arasındaki farklılık değil, görülen türlerin sayısı da probiyotik alanlarda oldukça düşük kalmış ve 5 aya varan süre boyunca eski haline veya diğer gruplardaki sayıya yaklaşamamış. Yine aFMT alanlarda ve kendi haline bırakılanlarda bu sayı 1-2 günde eski haline yaklaşmış.

Mikroorganizmaların rol oynadığı biyokimyasal süreçler açısından yapılan değerlendirmede de en iyi sonuçlar, aFMT ve kendi haline bırakılanlarda elde edilmiş. Probiyotik alanlarda ise özellikle metabolizma ile alakalı işlevlerde eksiklikler tespit edilmiş. En büyük uyumsuzluk da galaktoz metabolizmasında olmuş. Bu durumun ise laktat üretimine yol açarak bazı türlerin baskılanmasına sebep olabileceği düşünülüyor.

Yukarıda bahsettiğim gibi, araştırmacılar incelemelerinde yalnızca dışkı testlerine bağlı kalmamışlar çünkü dışkıdaki durumun her zaman bağırsağın içindeki durumu yansıtmayabileceğini biliyoruz. Bu yüzden bağırsak mukozasını ve lümenini de incelemişler. Ve bu incelemelerde de yine benzer bir tabloyla karşılaşmışlar.

Türlerin antibiyotik öncesi duruma benzerliği açısından, tür sayısının fazlalığı açısından ve biyokimyasal yolaklar açısından yapılan bütün değerlendirmelerde en iyi sonuçlar aFMT ile alınmış, kendi haline bırakılanlar aFMT’ye yakın bir başarı elde etmiş, probiyotik alanlar ise başlangıç durumundan oldukça uzakta kalmışlar.

Gastrointestinal sistemin farklı yerlerinden alınan biyopsiler üzerinde genetik dizilim analizleri de yapılmış. Antibiyotikten hemen sonra yapılan analizde transkripsiyonel manzaranın oldukça değiştiği, yani antibiyotiklerin genetik dışavurumumuzu (genlerimizde yazılı olan kodun nasıl dışarı yansıtılacağını) ciddi olarak değiştirdiği görülmüş. Antibiyotikten 3 hafta sonra yapılan ikinci analizde ise önceki sonuçlarda olduğu gibi aFMT ve kendi haline bırakılanlarda manzara eski haline yaklaşmayı başarırken, probiyotik alanlarda başlangıç noktasına dönüş olmamış. Probiyotik alanlarda özellikle iltihabi yanıtla ilgili genlerde artan aktivite görülmüş ve bunun da yerli floranın çoğalmasını engelleyen durumlardan biri olabileceği yorumu yapılmış.

Araştırmacılar çalışmanın sonuna adeta bir bonus deney daha eklemişler ve sorularımıza yanıt olabilecek bazı sonuçlar elde etmişler.

Kullandıkları probiyotikleri alıp 4 farklı türden birinin çoğalmasını teşvik edecek, birbirinden ayrı 4 besiyerine eklemişler. Bu türler Laktobasiller, Bifidobakteriler, Laktokokkuslar ve Streptokokkuslarmış. 24 saat sonra probiyotiklerin etrafında oluşan maddeyi antibiyotik kullanmamış birinden alınan dışkının anaerob kültürlerine eklemişler. Ve laktobasillerin daha fazla ürediği kaptan alınan maddenin, dışkıda bulunan doğal bakterileri en fazla rahatsız eden madde olduğunu görmüşler. Yani laktobasillerin ürettikleri metabolik ürünler, hem bağırsak sakinlerinin çeşitliliğini bozmuş hem de sayılarını azaltmış. Bu deneyde özellikle de Prevotella ve Clostridiale’lerin sayısında azalma olmuş; tıpkı insan ve fare deneylerinde olduğu gibi…

Buradan da anlaşılabileceği gibi bu negatif sonuçlara yol açan şey deneklere kullandırılan probiyotik mikroorganizmaların türleri olabilir. Farklı mikroorganizmalar ve farklı kombinasyonlar kullanılması durumunda bu kötü sonuçlar alınmayabilir. Örneğin S. boulardi gibi mayalar veya toprak bazlı probiyotikler nasıl sonuçlar verirdi görmek isterdim. Ayrıca kullanılan antibiyotikler değiştirildiğinde de farklı sonuçlarla karşılaşılabilir.

Bu arada, bu çalışmada alınan sonuçlar, yakın zamanda antibiyotik almamış ve mikrobiotası bu kadar azalmamış insanlar için geçerli olmayacaktır. Yani normalde probiyotik almak mikrobiotamıza zarar verir çıkarımını yapmamalıyız.

Bence bu çalışmadaki en güzel bulgu ise aFMT ile başlangıçtaki mikrobiotaya neredeyse tamamen geri dönülebilmesi. Daha fazla sayıda insanda yapılacak deneylerle veya antibiyotik alması gereken insanlardaki klinik çalışmalarla benzer sonuçlar elde ediliyor mu diye görülmesi gerek elbette. Ama ileride rutin olarak uygulamaya geçmesinin büyük faydasını görebileceğimize inanıyorum.

Lütfen yorum veya sorularınızı yazmaktan çekinmeyin. Paylaşarak yazımın daha çok insana ulaşmasına yardımcı olursanız mutlu olurum!

Kaynaklar
  1. Suez, J., Zmora, N., Zilberman-Schapira, G., Mor, U., Dori-Bachash, M., Bashiardes, S., … Elinav, E. (2018). Post-Antibiotic Gut Mucosal Microbiome Reconstitution Is Impaired by Probiotics and Improved by Autologous FMT. Cell, 174(6), 1406–1423.e16. doi:10.1016/j.cell.2018.08.047 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30193113
  2. https://www.futuremedicine.com/doi/full/10.2217/fmb-2016-0130
  3. https://ngmedicine.com/are-probiotics-useless-a-microbiome-researchers-perspective/

48 Yorum

  • Oktay Duymaz dedi ki:

    Muhteşem bir yazı olmuş. Emeğine sağlık.

  • Mehmet Arif Mirasoğlu dedi ki:

    Prebiyotik öneriliyor.

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Evet, prebiyotikler var olan faydalı canlıları besleyip sayılarını artırmada daha kalıcı sonuçlar yaratabilir.

      • Ayşe dedi ki:

        Hocam ben mideden dolayı çok güçlü antibiyotikler kullandım ve bu bağırsak floramı bozmuş bunun için ne önerirsiniz bu durumun çok uzun süreceğini söylüyorlar korkuyorum

    • Fatmanur Güldoğan dedi ki:

      Hocam merhaba .kızım çok hasta oldu ve antipyotik çok kullandı .probiyotik vermemeliyim .bozulan bagırsak florası için ne yapmalıyım

  • yasemin haskul dedi ki:

    Batın ameliyatı öncesi yapılan bağırsak temizliklerinde hem lavman hem bağırsak bakterilerini öldüren solüsyon ve hap kullanılıyor. Antibiyotikler bu kadar zarar verirken bağırsak temizliği ne yapar tahmin bile edemiyorum. Bu durumda bağırsak mikrobiyotasını düzeltmek için ne yapmak lazım acaba? Laparoskopik ameliyat öncesi bu işlemin yapıldığı biri olarak merak ediyorum

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Merhaba,
      Bu durumda en azından laktobasil içeren ürünlerden kaçınmaya çalışın. Belki kendi haline bırakmak ve bol lifli, prEbiyotik görevi görecek gıdalar tüketerek florayı yeniden inşa etmeye çalışmak daha güvenli bir yol olabilir. Bu çalışma bize bunu anlatıyor.

  • Yasemin bahar ertürk dedi ki:

    Emeğinize sağlık..
    Gluten ve fruktoz tükettiğim zamanlarda bağırsaklarımdaki değişimi hemen hissediyorum ve ara ara ligone kullanıyorum (bir ay düzenli kullanıyorum 3 ay kullanmıyorum gibi.) Detoks oluyormusum gibi ilk basladigim günlerde vücudumda bir kırgınlık oluyor ama şu an çok tereddüte düştüm, acaba kullanmamalimiyim¿

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Sizin durumunuz daha farklı, antibiyotik sonrası kullanmıyorsunuz. Yani zaten var olan bir flora var… Yine de bazı insanlara dışarıdan probiyotik takviyesi dokunabiliyor. Bu dediğiniz semptomlar birkaç gün olup geçiyorsa ve sonrasında kendinizi daha iyi hissediyorsanız belki gerçekten detoks reaksiyonudur. Daha uzun sürüyorsa belki içindekilerden biri dokunuyor olabilir. Bu probiyotik değil de diğer maddeler de olabilir tabi, içinde çok fazla şey var çünkü…

  • Merve dedi ki:

    Muhteşem bir yazı!! Elinize çevirinize kaleminize sağlık! Çok teşekkürler böyle bir yazıyla bizi buluşturduğunuz için hocam..

  • Fatma Güzel İyigün dedi ki:

    Elinize sağlık, çok faydalandım. Bir yandan kendimi bu kadar invaziv işlemler içeren bir çalışma için nasıl izin alındığını düşünmekten alıkoyamadım. Diğer yandan lümen, mukoza ve hatta genetik değerlendirmeyi bile içeren detaylardırılmasına hayran kaldım. Kullanılan probiyotiklerin ticari ürünler yani antibiyotiklerle aynı sektörde elde edilen ve aslında temel olarak tam iyileşmeyi amaçlamayan ürünler olduğunun belki de doğal ve önerdiğiniz gibi toprak kaynaklı probiyotikler olsa sonuçların farklı olabileceğini düşünüyorum ben de…

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Merhaba, faydalanmanıza çok sevindim. Dediğiniz gibi bu insanların hem antibiyotik kullanmayı hem bu kadar çok endoskopi vb. yapılmayı kabul etmesi ve buna da izin verilmesi çok şaşırtıcı. Onlara ciddi bir teşekkür borçluyuz. Ben kendim için birkaç kez probiyotik denedim ve ya kötü sonuç aldım ya da sonuç alamadım. Ve okuduğum farklı görüşlerden edindiğim izlenimle hareket etmeye çalıştım. O da şuydu: Doğayla haşır neşir olarak mikroorganizmaları oradan edinmek, lifli ve temiz beslenerek sağlıklı mikroorganizmalarımı kalıcı hale getirmeye çalışmak, güvendiğim yerlerden gelen meyve sebzeyi fazla, bazen de hiç yıkamadan yemek (ormandan toplanmış frambuaz, çilek gibi!) Bunun riskleri de var belki ama belki de binlerce yıl önce yaşamış atalarımızın aldığı riskleri almadığımız için bu haldeyiz şu anda… Bakterilerden, virüslerden korktuk… Onları öldürmek için ilaçlar geliştirdik ama bu sadece daha güçlülerin çoğalmasına sebep oldu…Kısacası, üç beş bakteri çeşidiyle kendi içinde koskoca bir ekosistem olan mikrobiotayı yeniden inşa edebileceğimize hiç inanmamıştım zaten…

      • Gizem düzgün dedi ki:

        Merhaba
        Emeğinize sağlık….
        Çok şaşırdım bu yazıya tesadüf denk geldim 1 ayda 3 antibiyotik kullanıldı 3 yaşındaki oğlum için bende bitiminde probiyotik başlamayı düşünüyordum bizim için doğrusu nedir kullanmamak mi? Çok üzülüyorum nasıl düzelecek bu durum aldığı zararı

        • Tuğba Duymaz dedi ki:

          Merhaba, belki başlangıçta hemen probiyotik kullanmak yerine prebiyotik lifler açısından zengin beslenmesine odaklanabilirsiniz. Beslenmeyle bunu sağlamakta zorlanıyorsanız prEbiyotik takviye denenebilir.

    • Zeynep dedi ki:

      yazıyı okuduktan sonra şunu paylaşmak istedim; senelerdir ara ara farklı probiyotik ve/veya prebiyotik kullanmama rağmen her biri bana alerji yapıyor(ishal, ateş,hastalanıyor gibi halsizlik). Daha önceleri kullandığımda böyle bir durum yoktu fakat artık kullanamıyorum. Bunu doktorlara anlatmaya çalıştıgımdaysa bu duruma kimse bir anlam veremedi. Sanırım probiyotikler her koşulda sanıldığı kadar masum değil.

      • Tuğba Duymaz dedi ki:

        Probiyotiklerin sayısız faydası var evet ama sanırım bağırsağın durumu karışık olduğunda bazı insanlarda sizde olduğu gibi rahatsızlıklara da yol açabiliyorlar. Paylaştığınız için teşekkürler.

  • kubra dedi ki:

    oglum 1 ay icerisinde iki kez antibiyotik almak zorunda kaldi ve ben o zamandan beri probiyotik veriyordum iyilik yaptigimi dusunerek. simdi biraksam hic probiyotik almamislar kadar bile duzelmeyecek mi?

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Belki kullandığınız probiyotiğin içeriği farklıdır. Genelde reflor verir doktorlar ve onda da S. boulardi bulunur, burada kullanılanlar değil… Bir de 5 aydan sonra nasıl geliştiğini bilmiyoruz, belki uzun dönemde düzelme oluyordur. Kendinizi üzmeyip beslenmesine dikkat etmeye çalışın.

  • Melek okur dedi ki:

    Yazınız çok kendi içinde mantıklı.
    Fakat beni dehşete düşürdü. Bağırsak sendromlu biri olarak kendimi bildim bileli karnım şiş ve hep rahatsızdır. Korkunç bağırsak sancıları yaşardım. Uzun süredir probiyotik kullanarak kendime geldim. Metabolizmam hızlandı ve kilo vermeme yardımcı oldu.
    Ayrıca 🙁 oğlum antibiyotik kullandığı seferde ishal oluyordu. 2. Ve 3. Kullanımında probiyotikle devam ettiğimiz için yan etkileri yaşamadık.
    Şimdi ise çaresiz kaldım :/ Ne önerirsiniz?

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      İshalde büyük ihtimalle S. boulardi almıştır çocuğunuz, bu çalışmada bu canlı kullanılmamış. Sizin durumunuza gelince antibiyotik ile hemen hemen sıfırlanmış bir mikrobiotaya değil zaten var olan bir yapıya ekleme yaptınız büyük ihtimalle. Bu yüzden buradaki etki görülmemiş ve faydalı olmuş olabilir. Bir de yine kullandığınız türler farklı olabilir. Aynı dönemde değiştirdiğiniz başka şeyler de bu etkiyi yaratmış olabilir. Eğer size iyi geliyorsa, gözle görülür düzelme yaşadıysanız kullanabilirsiniz tabi ki. Beslenmeyle de bunu daha kalıcı hale getirmeyi düşünebilirsiniz.

    • Sasmaz dedi ki:

      Eksik olan şu …Vucudunuzda zararli bakteriler var ise CANDİDA gibi bunlar azaltmadikca aldiginiz prebiyotikler bi işe yaramaz tam tersine bagirsak floranizi bozan Candida mantarini beslemiş olursunuz.iyice arastirin derim . dieoff 1 hafta 2 hafta yapabilirseniz ondan sonra peobiyotik ve ustune prebiyotik alinki Prebiyotikler almia oldugunuz probiyotikleri beslesin yoksa candida mantarini beslersiniz… Erdal ŞAŞMAZ

  • Fazilet dedi ki:

    Tuğba hanım peki sizce her sağlıklı insanın düzenli olarak probiyotik kullanmasına gerek var mı? Yoksa fazla ya da sürekli kullanımında sorun oluşturabilir mi?

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Eğer gözle görülür şekilde fayda sağlıyorsa kullanılabilir belki ama ben şimdiye kadar denediklerimde böyle bir sonuç alamadım açıkçası.

  • Ceren Kunuralp dedi ki:

    Merhaba. Ben de 3.5 yaşındaki kızım için 7 gün antibiotik kullanirken 7 gün de antibiotik sonrası enterogermina kullandım. İyilik yapayım derken kızıma kötülük mu yapmış oldum? Ne önerirsiniz?

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Enterogerminadaki toprak bazlı probiyotikler bu çalışmada kullanılmamış, o yüzden nasıl bir etkisi olduğunu bilemiyorum.

  • şirincan dedi ki:

    böbrek sorunumdan dolayı kanımdaki CRP yüksek çıkıyordu, yaklaşık 3 haftadır çeşitli antibiyotikler kullanıyorum. yakında tedavim sona erecek, ara sıra ishale benzer tuvaletlerim oldu, probiyotik alarak bağırsak sağlığımı desteklerim diye düşünüyordum. bu deneyi okumak iyi geldi doğrusu. hiçbir destek almasam da bir süre sonra bağırsak floram kendini toparlayacak mı şimdi? piyasada satılan bir probiyotik öneriniz olur mu? prebiyotikler sadece gıda yoluyla mı alınır yoksa o da eczanelerde satılıyor mu?

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Bu makaleye göre takviye almazsanız eski floranıza daha yakın bir flora oluşma ihtimali daha yüksek. Ancak antibiyotik kullanımı sonrasında bildiğim kadarıyla bazı türlerin geri gelme şansları çok çok az oluyor, probiyotik kullanılsa da kullanılmasa da… Prebiyotikleri de probiyotik gibi eczanede bulabiliyorsunuz.

  • Dr. Hicran Çobaner Taşkın dedi ki:

    Tuğba Hanım çok teşekkürler.Çok güzel bir yazı olmuş.Orjinal makaleyi nasıl ulaşabilirim rica etsem paylaşabilir misiniz?

  • Zelal Özusan Çoban dedi ki:

    Tuğba hanım yazınız için öncelikle teşekkür ederim. Ben de bir süredir bu şekilde antibiyotik kullanım sonrasında uygulanmalı diye yanlış bir bilgiye sahiptim. Bir süredir kızıma çocuk alerji uzmanının tavsiyesi ile bio-gaia kullanıyorum. (Normal günlük takviye olarak) bunun kullanım süresi ve devamlılığı için bir test yaptırmak mı gerekir yoksa sadece gözlemek mi yeterli?

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Tam olarak durumu bilmiyorum, size bir tavsiyede bulunsam yanlış yönlendirmiş olabilirim. Kendi doktoruyla değerlendirmeniz daha doğru olur.

  • Eren dedi ki:

    İyi akşamlar Öncelikle bu bilgilendirici makale ve yorumlarınız için teşekkür ederim ; apandisit ameliyatı sonrası 2 tip antibiyotiği en az 8 gün kullanmak zorundayım , Tedavi bitiminde keçi sütünden yapılan kefir içmem bu araştırmayla herhangi bir şekilde bağdaşır mı ?

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Kefirde laktobasil türleri bulunuyor ancak pratikte nasıl sonuç verdiğine dair okuduğum bir araştırma yok maalesef.

  • Melike Dolan dedi ki:

    Merhabalar. 20lik diş etimin iltihaplanmasından dolayı doktorum bana largopen 1000mg antibiyotik verdi (amoksisilin) Bende bağışıklığım düşmesin, bağırsağındaki faydalı bakteriler ölmesin diye babama probiyotik almasını rica ettim. Reflor isimli probiyotikten almış. Sizce doğru mu? İnternette araştırdım başka markalar için 7 milyar, 10 milyar bakteri ve farklı türde bakteri bileşenlerinden oluşan probiyotikler gördüm. Benimkinde öyle bir şey yok. Acaba yanlış bir probiyotik mi aldık? O tarz probiyotiklerden mi almam gerekiyordu? Eğer öyleyse yarın gidip yenisini alayım. Yardımcı olursanız çok sevinirim. Teşekkür ederim.

  • Ceren dedi ki:

    Tugba hanim merhaba, kronik sistitim mevcut cok uzulerek antibiyotik kullanmak zorunda kaliyorum. Ve sonrasinda ishal ve genital mantara maruz kaliyorum. Bugun tekrar bactrim fort kullanmam gerekiyor. Probiyotik kullanmayi dusunuyordum sizce kullanmalimiyim? Kullanmamak daha mi iyi? Ya da flora sagligi icin bu durumda ne yapilabilir? Lutfen yardimci olursaniz cok sevinirim.

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Merhaba, bu araştırmaya göre en azından lactobasilleri kullanırken dikkatli olmak gerekiyor. S. boulardii gibi maya türünde(reflor, deflor vb.), enterogermina tarzı sporlu türlerde ya da bifidobakterilerde sorun olmayabilir.

  • Dilek dedi ki:

    Tuğba Hanım Merhaba, kolonoskopiden sonra sıfırlanan bağırsak florası için öneriniz nedir? Sevgiler

  • Tan dedi ki:

    Tuğba hanım merhaba kendi haline bırakılan gruptakilerde de 3 tür eksik kalmış olarak anladım bu durumda kendi haline bırakılanlarda da tam iyileşme sağlanamadığı sonucu çıkarılabilirmi

    • Tuğba Duymaz dedi ki:

      Evet maalesef.. Antibiyotiklerle yok olan bazı türlerin bir daha hiç gelmeyebileceğini başka yerlerde de okumuştum. Hatta Ed Yong’un “I Contain Multitudes” adlı kitabında da bazı türlerin yok olup sonraki nesillere aktarılamadığından bahsedilir. Nesli tükenen hayvanlar gibi yani..

  • Fatih dedi ki:

    İyi günler bende yaklaşık 5 gun antibiyotik kullandim günde 2 sefer ve 4 gün probiyotik kullandim yazinizi okuyana kadar ve şimdi probiyotik kullanmayi kestim sizce kaç gün kullanmamam gerekli ne zaman probiyotik alimina devam edebilirim birde 4 gun boyunca probiyotik almak çok sorun çıkarır mu cevap verirseniz sevinirim

  • AYŞENUR BERK dedi ki:

    Merhaba, ben yaklaşık 3 aydır düzenli olarak 12 farklı çeşitte bifida ve laktobasili içeren bir probiyotik kullanıyorum. Kullanım sebebim seboreik dermatit ve ayağımdaki hafif şiddette mantardan kurtulmaktı. Dün 20 lik dişlerimi çektirdim ve doktor augmentın isimli antibiyotiği kullanmamı söyledi. Probiyotik kullanımına ara mı vermeliyim? Ara verirsem ne zaman tekrar başlayacağım? Fikir verirseniz çok sevinirim. Teşekkürler.

  • Nurdan Ünlüer dedi ki:

    Tuğba hanım merhaba,Eşim diş iltihabı sebebi ile Dr.yazdığı Klindan 150mg kapsül kullandı.2 aydır geçmeyen bir isale yakalandı.Bir haftadır Dr. tavsiyesi ile gıda olarak probiyotik tedavisine başladık.Ancak çok az bir gelişme yaşadık.Yazınızdan çok etkilendim.Acaba probiyotik kullanımını kesmemiz mi gerekir.¿Klonoskopiye gerek varmı acaba.Birde birşeyi çok merak ediyorum antibiyotik sonrası yaşanan isal bağırdak kanserine sebep olurum acaba

  • İsa Bakır dedi ki:

    Merhabalar hocam değerli ve bilgilendirici yazinizdan dolayı teşekkür ederim ben Antibiyotik kullanıyorum Augmentin ilacı kullandıktan 2. 3 saat sonra kefir yada çay içmenin herhangi bir olumsuz tarafı olurmu acaba teşekkürler

  • Murat dedi ki:

    Çok yararlı bir paylaşım olmuş teşekkürler aklımdaki soru işaretlerini gideren bir yazı

  • Gül dedi ki:

    Tuğba hanim, cok faydali bir yayin olmus. Tesekkurler, simdi bir 1000lik argumentin yuttum ve bu yaziyi okudum, icime oturdu. Dis cekimi oncesi gerekli dedi doktorum, eski kanal tedavisi olmus bir diş. Yani antibiotihin faydasi dogabilecek bir zarardan daha az oldugu icin kabul ettim. Siz olsaniz ne yapardiniz? Tesekkurler

Yorum Bırakın

error: İçerik izinsiz kullanılamaz!